Yılan gezegenimizin her yerinde yaşayabilen omurgalı canlılar grubunda yer alan sürüngen bir canlıdır. Dünyanın her yerinde ve her kıtasında yaşayabilen bu canlı dünya üzerindeki her ortamda yaşayabilir. Karada yaşayan yılan türleri olduğu gibi, bunun suda yaşayanı ve uçabilen türleri de mevcuttur.
Yılanlar geneli itibariyle sürüngen hayvanlardır. Diğer çoğu canlıda bulunan ayak yapısı yılanda yoktur.
Yılanların çene ve ağız yapısı öne doğru uzanmış bir şekildedir. Yılanlarda duyu organı olarak anten bulunmadığını zaten hepimiz biliriz, bu canlılarda bu görevi dil organı ifa etmektedir. Yılanların çoğu türünde dilleri çatallıdır ve bu dilleri ile çok uzak mesafedeki besinlerin yerini ve yaklaşan tehlikeleri algılarlar. Yılanlar solunumlarını gerçekleştirmek için çenesinin altındaki solunum borularını kullanırlar. Bazen büyük bir avı yutarken bu borular tıkanabilir , bu gibi durumlarda yılan vücudu içindeki hava keseciklerinden faydalanır ya da akciğerine daha önce doldurmuş bulunduğu havayı kullanır. Yılanlarda dış kulak denen bir organ yoktur yani insanlar ve diğer çoğu hayvanda olduğu gibi kulakları yoktur. Yılanların çenesi ile baş bölgesi arasında ufak bir kemik yapısı vardır bu kemik ile topraktaki en ufak bir sesi duyup kendisini savunmaya alabilir.
Yılan sıcak ortamları seven bir hayvandır. Sıcak iklime sahip bölgelerde daha çok görülmektedir. Çölde bulunan yılan su ihtiyacını zor karşıladığı için vücut atıklarını daha güç atar bu sebeple çöl yılanları daha zehirlidir. Suda yaşayan yılanlar ise atıklarını daha rahat boşaltabildikleri için çöl yılanlarına nisbeten çok daha az zehirlidirler.
Yılanlar kurbanlarını yakaladıklarında, onları dişleri ile tutup avını zehirler ve kimileri avlarını sımsıkı kavrayarak öldürene kadar sıkar. Yılan kurbanını etkisiz hale getirdikten sonra bir bütün olarak parçalamadan bütün olarak yutar. Yılanların ağızları oldukça esnektir. Ağızlarının elastiki yapısı sayesinde yılanın ağzı oldukça açılır ve büyük bir avı rahatlıkla ağzının içine alıp yutabilir. Yılan avını yuttuktan sonra eritmek için kendini sıkar ya da ağaç gibi sert olan bir cisme dolanarak içerisine aldığı canlının bütün kemiklerini kırar. Yılan bu işlemin akabinde içindeki avını hazmetmek için dinlenmeye çekilir.
Yılanların renkleri yaşadığı mekana ve ortama bağlı olarak farklılıklar gösterir. Neredeyse her renkten yılan vardır.Yılanların kuyrukları ise oldukça uzundur ve yılanın türüne göre farklı yapılarda olur. Yılanların bazı t ürlerinde kuyruk sivri ve uzundur, bazı türlerde ise aksine kısa ve küt kuyruk bulunur, çıngıraklı kuyruğa sahip yılanlar da mevcuttur ve bu çıngırak yılan hareket halindeyken ses çıkartır. Dünya üzerinde tahmini olarak 2600- 3000 kadar yılan türünün yaşadığı bilinmektedir. Yılanların ömrü diğer hayvanlara oranla uzun sayılabilir, bir yılanın ortalama ömrü 25-30 yıldır.
Yılanların alt ve üst çenelerinde dişleri vardır ve kurbanını yakalayan bir yılan bu dişlerini kullanarak zehirini avına akıtır. Kırılan veya çekilen dişler kendini yeniler ve tekrar çıkabilir. Türkiye’de tahmini 50 civarına yılan türünün yaşadığı bilinmektedir. Yılanlar senede 2-3 defa deri değiştirip kendilerini yenilerler.
YILANLARIN BESLENMESİ
Yılanlar neredeyse her türlü canlıyı yiyebilirler. Yakaladıkları kurbanlarını parça olarak değil bütün olarak yutarlar. Bazı türleri geyik, ceylan, yaban domuzu gibi canlıları parçalamadan yutabildikleri gibi bazı türleri de fare, kurbağa , tavuk ,kuş gibi küçük canlılarla beslenirler.
BAZI BOĞA TÜRLERİNİ AŞAĞIDA ELE ALMAYA ÇALIŞTIK :
BOA YILANI ( BOĞA YILANI )
10 metre uzunluktaki boğa yılanlarına rastlanmıştır ve bu yılan türleri arasında en güçlülerindendir, Güney Amerika bölgesinde yaşarlar. Zehiri oldukça güçlüdür. Fakat çok güçlü zehiri olmasına rağmen boğa yılanı ( boa yılanı da denir ) yakaladığı canlıyı sarar ve sıkarak öldürmeyi tercih eder. Büyük bir ağız yapısına sahip boğa yılanı kurbanını tek seferde yutabilir.
Boğa yılanının birkaç çeşidi vardır. Anakonda adı verilen birkaç çeşidi vardır bu canlılar üzerine efsaneler türemiş sinema filmleri çekilmiştir. Canavar yapısının yanında hakkında yapılan menfi propaganda nedeniyle anakondalar bulunduğu bölgelerde yaşayan insanların korkulu rüyası haline gelmişlerdir.
Ülkemizde tahmini 30 un üzerinde engerek yılanı türü olduğu söylenmektedir. Engerek yılanlarının tüm türleri zehir taşır. Baş yapıları üçgen şeklinde olup kuyrukları küttür. Bu yılan türleri gündüzleri kuytu bölgelerde dinlenmeye çekilirken gece saatlerinde ise aktif olup avlanırlar. Engerek yılanlarında 2 çeşit diş vardır. Bunlardan ilki zehir dişleridir 2. si ise tutma dişleridir. Genellikle ufak yapılı canlıları tercih ederler. Fare, kurbağa, kertenkele, tavuk , kuş ve diğer küçük haşerelerden yerler. Bu yılan türleri yavrularını canlı olarak doğurur. Her doğumda 6 -8 kadar yavru doğurur. Engerek yılanı boyu oralama 1,05 mereden başlar ve kimi bölgelerde 4 metreye kadar ulaşabilir. yer yüzünde her bölgede görülebilen engerek yılanları, çayır, çimen,dağ, bayır gibi doğal ortamlarda bulunmaktan ve yaşamaktan hoşlanırlar
Bilinen en uzun yılan türü Piton Yılanıdır. Pitonlar farklı isimlerle anılırlar; ağaç pitonu, dağda ve bayırda yaşayanlara kaya pitonu, çölde yaşayan türe çöl pitonu, burma piton gibi isimler alır. Bir pitonun boyu yaklaşık olarak 9 – 10 metreye kadar varır. Vücutları çok esnektir, yaşam alanında bulduğu her türlü hayvanları yiyerek beslenir.
Pitonlar bulundukları ortama göre buldukları ceylan, dağ keçisi, antilop, geyik, yaban domuzu,küçükbaş hayvan , tavşan, tilki ve buldukları her şeyi yiyebilirler. Piton yılanı yumurta bırakarak çoğalır. Üremede hem erkek hem de dişi yılana ihtiyaç vardır.
KOBRA YILANI
Kobra yılanları genellikle sıcak iklimlerde yaşarlar ve boyları 1 metre ile 6 m kadar olabilmektedir. Çok tehlikeli olan bu yılan türü kurbanını belirledikten sonra kurbanına karşı gövde gösterisi yapar. Kuyruğu üzerinde dik durarak boynunu genişletir ve farklı bir görünüm gösterirler , bazı türleri 8 m ilerdeki bir canlının gözüne hedefi ıskalamadan zehirini fırlatabilir.
Kobra yılanının zehiri o kadar güçlüdür ki canlıyı anında felç eder ve kıpırdayamaz hale getirir.
Bulundukları ortama göre farklı isimlerle anılırlar; çöl kobrası, Afrikakobrası, kral kobra, Asya kobrası ve Hint kobrası diye bir çok isimle anılırlar. Kobranın güçlü ve atik oluşundan insanlara arasında farklı işlere ve olaylara bu canlının ismi verilir. Televizyonlarda kobra takibi, katil kobra, korkunç kobra gibi filmler ile insanlar arasında ün ve korku salmış bir yılandır.
BOYNUZLU ENGEREK
Boynuzlu engerek yılanının başının üstünde boyunuza benzer bir çıkıntı vardır. Ufak hayvan türleri ile beslenirler ve bazen diğer yılan türlerini yerler. Kış geldiğinde kış uykusuna yatarlar, ilkbaharda havaların ısınması ile yeniden aktif hayatlarına dönerler. Yaz ortalarında 8 – 14 kadar yavru yaparlar, boyları 1 metre kadardır. Boynuzlu engerek yılanı Türkiye’nin her yerinde görülürler. Boynuzlu engerek zehirli bir yılandır ve zehiri oldukça güçlüdür. Tehlikede olduklarını anladıklarında tehlikeye doğru atılır ve saldırırlar.
MISIR KOBRASI
Mısır Kobrası zehirli bir yılan türüdür ve tamamının rengi siyahtır. İster yavru ister yetişkin olsun hepsi zehirlidir. Mısır Kobrası gündüzleri kuytu bölgelerde dinlenirken geceleri aktiftirler. Mısır kobrasının boyu yaklaşık 2 metreye kadar ulaşır.
KÖR YILAN
Bu yılanlar gözlerinin körelmesinden dolayı bu ismi almışlardır. Vücutları şeffaf renklerdedir. Bir kör yılanın boyu yaklaşık olarak 40 santimetreye kadar ulaşabilmektedir. Görünüm itibariyle solucana benzerler. Dişi kör yılan bir defasında7-8 kadar yavru doğurabilir.
Ülkemizde görülen diğer yılan türlerinden bazıları şunlardır:
1 – Çukur başlı yılan 2 – Kedi gözlü yılan 3 – Kara yılan 4 – Su yılanı5 – Hazer yılanı 6 – Kırmızı yılan 7 – Sikkeli yılan 8 – İnce yılan
1 – Yılan ısırmasında kişi hareket etmeden ısırılan yer ile vücudunun diğer bölgelerine kan akışını engelleyecek şekilde bağlamalı.
2 – Isırılan nokta bir bıçak ile çizilip kanatılmalı ve zehir akıtılmalı.
3 – Mutlaka süt ile birlikte emilip atılmalı.
4 – Isırılan kişiye yapılan bu müdahalelerden sonra mutlaka en yakın hekime gidilmeli.
5 – Isıran yılanı yakalamaya çalışılmamalı.